Açık ve net olun
E-postaları, ödev ve bilgilendirme metinlerini anlaşılabilir yazın. Yazdığınız metin size göre anlaşılır duruyor olabilir ancak yönergeler açık ve sade değilse öğrenciler ne istediğinizi olması gerektiği gibi anlayamayabilirler. Ne istediğinizi, beklentilerinizi ve kısıtlamaları açık ve net bir dille yazın.
“Pandemideyiz, üretkenlik yarışmasında değil”
Pandemi nedeniyle herkesin evde olduğunu, yapacak başka işleri olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yalnız değilsiniz, sizin gibi düşünen fazlaca akademisyen, eğitmen ve öğretmen var. Öğrencilerinize yüklenmeyin. Ders yüklerini, çalışma yüklerini, olabilecek internet problemlerini göz ardı etmeyin. Öğrencileriniz size bunu söylememiş olabilir ancak aynı zamanda insanların boş zamanlara da ihtiyaçları var. Pandeminin getirdiği çeşitli zorluklar var, bunu sadece maddi olarak düşünmeyin. Psikolojik sorunlar da büyük bir etmen.
Sizin planladığınız ölçme yöntemi doğru olmayabilir
Açık uçlu ya da çoktan seçmeli soruya sahip sınavlar yıllardır uygulanan klasikleşmiş bir yöntem hâline geldi. Peki ölçme ve değerlendirmenin tek yolu 40 sorunun, 40 dakikada çözülmesini beklemek mi? Daha az stresli ve daha doğrulanabilir yöntemlerin kullanılması daha doğru olmaz mı? Ulaşmak istediğimiz amaç yüksek notlarla dolu sınavlar mı yoksa öğrenmenin gerçekleşmesi mi?
Dönüt gelişimi destekler
Öğrencilerin takıldıkları konularda size ya da asistanlarınıza nasıl ulaşabileceklerini belirtin. Aksi hâlde takıldıkları yerde debelenebilirler. Sizin yönlendirmenize, cevaplarınıza kısacası tecrübenize ihtiyaçları var.
Hepimizin etkileşime ihtiyacı var ( “Ben araştırma yapmaya geldim, ders anlatmaya değil” ??)
MIT, Stanford, Harvard gibi bir çok üniversite ders materyallerini ve içeriklerini web üzerinden yayınlıyor. Derste anlattığınız konuyu pek tabii interneti ya da çeşitli kaynakları kullanarak öğrenilebilir ama o eğitim materyallerinden alınamayacak şeyler ise tecrübe, bakış açısı, etkileşim. İletişim kurmamız gerekiyor.
Bonus: Sınav sonucuna itiraz edilmesi sizinle alakalı değil.
Çok titiz birisi olabilirsiniz ama hepimiz hata yapabiliriz, gözden kaçırabiliriz. Sınav sonucuna itiraz bir haktır. Bunu kişiselleştirmemelisiniz. Öğrenci kendine güveniyor olabilir, yanılıyor da olabilir. Bu sağlamayı yapmak için zaman ayırmak, aklında soru işareti kalmasından iyidir. (Ayrıca aynı öğrencinin sizden başka bir konuda yardım istemesi, onun bu davranışını tutarsız yapmaz. (bkz: Ethem Alpaydın’ın ilgili tweeti))
Öğrenci arkadaşlarım,
- Buraya kadar yazılmış her şey sadece öğretmenlerimizi ilgilendiriyormuş gibi gözükebilir ama hayır, hepimizi ilgilendiriyor. Bu yukarıdaki maddelerin hepsine biz de dikkat etmeliyiz.
- Sadece merhaba ve soru sorabilir miyim gibi mesajlar göndermemelisiniz. ( Nedeni için: nohello.com ( aynısı ama daha güzeli nohello.net) ve Don’t ask to ask, just ask sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. )
- Nasıl soru sorulacağını biliyor olsanız bile, öncelikle bu dökümanızı okumanızı öneriyorum. Bu döküman sayesinde birbirimizin zamanını daha efektif kullanabiliriz. How To Ask Questions The Smart Way ( Türkçe çevirisi için: Doğru Düzgün Soru Sormanın Yolları )
- E-posta yazmayı öğrenin. E-posta asenkron bir iletişim yöntemidir. Karşı taraf e-postayı istediği zaman cevaplayabilir. Konu başlığı, kendinizi tanıtma ve derdinizi olabildiğince açıklayıcı bir şekilde anlatmanız kilit noktalar olarak gösterilebilir.
Bunların bütün sorunları karşılaması elbette mümkün değil fakat görünür olması gerektiğini düşündüklerimi yazdım. Bütün öğretmenlerin dilinde olan ama çok azının önem verdiği bu detaylar, eğitim faaliyetlerini daha da zorlaştırıyor.
Umarım, bu eksikliklerimizi kapatabiliriz.